Bu yazımızla aşağıdaki soruların cevaplarını öğrenmiş olacaksınız?
- Doğru pozlama nedir?
- Pozlama sistemi nasıl çalışır?
- Makinemin ölçüm modları nelerdir?
- Doğru ölçüm yaptığımı nereden bileceğim?
- Poz telafisi ne zaman gerekir?
- DSLR makinemde bu ayarları nasıl yapacağım?
Günümüzde dijital SLR makineler o kadar gelişmiş bir hale geldi ki kullanıcı adına karar verip teknik olarak doğru fotoğraflar üretmekte oldukça başarılılar. Fotoğraf makinenizi alıp hiçbir ayarına dokunmadan çektiğiniz fotoğrafları incelediğinizde, fotoğrafların çoğunda makinenin doğru karar verip, doğru pozlama yaptığını göreceksiniz. Peki genellemeleri bozan durumlar olmaz mı? Elbette olmakta ama fotoğraf makinesinin amaç değil araç olduğunu düşünürseniz, yeri geldiğinde işleyişe sizin de müdahale etmeniz gerekir. Unutmayın ki tüm sayısal cihazlar gibi fotoğraf makinesinin karar verme mekanizması da en uygun koşullara göre karar verir ve asla sizin yani fotoğrafçının düşündüğü gibi düşünemez.
Poz nedir?
Fotoğrafçılıkta poz (İng: ‘exposure’), fotoğrafın çekildiği ortama (film ya da optik algılayıcı) fotoğraf çekme eylemi boyunca düşmesine izin verilen ışık miktarıdır.
Fotoğraf argosundaki kullanımında ise poz genellikle bir çekimde örtücü mekanizmasında (İng: ‘Shutter’) perdelerin (İng: ‘Curtain’) açılıp kapanma süresini ve tipini belirtir (bundan sonra örtücünün açılıp kapanması ile tüm sistemi kastedeceğiz). Mesela uzun pozlama (İng: ‘long exposure’) ile örtücünün tek ve uzun süreli açılıp kapanma eylemi gerçekleştirdiğini anlatırken, çoklu pozlama (İng: ‘multiple exposure’) ile örtücünün açılıp kapanmaları ile oluşturulan birden fazla görüntünün üst üste bindirilmesi sonucu tek bir görüntünün elde edilmesi anlatılmaktadır.
Örtücü mekanizması, optik algılayıcının önünde yer alan ve çekim süresi boyunca algılayıcıya ışık düşmesine izin veren mekanizmadır. Perdeler mekanizmaya gelen ışıkla algılayıcı arasındaki fiziksel engellerdir ve DSLR modellerinde 2 adet bulunurlar. Neden 2 adet bulunurlar? Bu iki perde eşgüdümlü çalışarak çekimin belli anında algılayıcının sadece belli bir bölümünün pozlanmasını sağlarlar. Toplam çekim süresinde tüm algılayıcı pozlandığı için elimizde tam bir kare bulunur. Bu bahsettiğimiz mekanik örtücüydü (İng:’mechanical shutter’).
Diğer örtücü tipi ise video çekerken veya canlı-izleme (İng:’live-view’) esnasında kullanılan elektronik örtücüdür (İng:’electronic shutter’). Bu sistemde mekanik bileşenler bulunmaz ve tüm işlem algılayıcı içinde gerçekleşir. CCD algılayıcılar kareyi tek hamlede yakalarken, CMOS algılayıcılar mekanik örtücü mantığıyla çalışırlar yani birim zamanda karenin sadece belli bölümü kaydedilir. Yatayda hareker eden bir cisim kareye girerse üst bölümü alt bölümündn daha önce yaklandığı için şeklen bozulma meydana gelir. Bu çalışma şekline ‘rolling shutter’ denir ve bozulma da jöle etkisi (İng:’jello effect’) olarak adlandırılır.
Poz doğrudan örtücü hızına (Enstantane, İng: ‘shutter speed’) bağlıymış gibi görünse de doğru ışık miktarının kullanılmasında yani doğru pozlamanın yapılabilemesinde birden fazla etmen rol oynar. Bu etmenler: Enstantane, diyafram ve ISO değeridir.
Poz hakkında konuşurken en çok kullanılan terimlerden biri de ‘EV’dir. EV, İngilizce ‘Exposure Value’ (Poz Değeri) için kullanılan kısaltmadır. Standart olmuş bir kullanım olduğu için biz de aynı şekilde kullanacağız. EV, aynı poz değerini elde edebileceğimiz tüm bağıl diyafram ve enstantane kombinasyonlarını belirtir. Gündelik hayatımızda ise 1 EV yerine 1 ‘stop’ kullanımı tercih edilir.
Durak (İng: ‘stop’): Durak, pozlama değerleri arasındaki ilişkiyi belirtmek için kullanılan bağıl bir ölçüm birimidir. İki pozlama arasındaki 1 duraklık fark, büyük değerin küçük değere göre 2 katı ışık aldığını belirtir. Enstantane, diyafram ve ISO değerlerini belirtirken kullanılan ana karşılaştırma birimidir. Örnekle belirtmek gerekirse: ISO değerleri birer duraklık artışlarla ISO100, ISO200, ISO400, ISO800… şeklinde belirtilir ve her ISO değerinde algılayıcı kendinden 1 durak önce gelen ISO değerindekine göre 2 kat daha fazla ışık alır.
Pozlamanın doğru yapılıp yapılmadığına dair üç farklı durum oluşabilir:
- Doğru Pozlama: Fotoğrafa düşen ışık miktarının yani pozun doğru olduğu anlamına gelir. Doğru olmasından kastedilen ışık miktarının ne fazla ne de az olmadığıdır.
- Aşırı Pozlama: (İng: ‘overexposure’) Fotoğrafın olması gerekenden daha fazla ışık aldığını belirtir yani ışık alan bölümlerde detayların kaybolması söz konusudur (‘Highlight’). Detaylarda kayıp söz konusu olduğu için de telafisi ya çok zor ya da imkansızdır. Bu nedenle aşırı pozlama yapmamaya özellikle dikkat etmemiz gerekir.
- Az Pozlama: (İng: ‘underexposure’) Fotoğrafın olması gerekenden daha az ışık aldığını belirtir yani karanlık bölgeler siyaha yakın görünürler. Bu hatalı pozlama aşırı pozlamaya göre düzeltilmesi daha kolaydır çünkü detaylar az pozlamanın miktarına bağlı olarak hala pozda durmaktadır. RAW çekilmiş karelerde az pozlama kaynaklı detay kayıpları telafi edilebilir, hatta bazen ışık alan bölgelerdeki detayı kaybetmemek için az pozlama ile fotoğraf çekilebilir.
‘Highlight’: Aşırı ışık alıp beyaz görünen yani detayların kaybolduğu alanları belirtir. Türkçe ‘ışık patlaması’ şeklinde kullanacağız. Adobe Photoshop gibi programların yanı sırası fotoğrafı çektiğinizde makinanızda önizleme yaparken makinanın yanıp sönerek belirttiği bölgelerdir. Benzer şekilde az pozlama ile detaylar kaybolarak simsiyah alanların oluşmasına neden olabilir.
Aşağıdaki fotoğrafta pozlama konunuza göre doğrudur ama sahnedeki ışık dağılımı homojen olmadığı için gölgede oturan konunuza göre pozlama yaptığımızda güneş alan sağdaki bölümde ışık patlaması oluşmaktadır.
Canon EOs 5D, Sigma 24-70/2.8 EX DG Macro, 24mm, ISO100, f:2.8, 1/500, Mod: Diyafram Öncelikli, Ölçüm: Evaluative, AF: One Shot, sadece merkez AF noktası |
Peki ölçümü sağdaki bölümden almış olsaydık nasıl bir sonuç oratya çıkacaktı? Bu seferde sağ bölümde detaylar geri gelirken konunuz ve soldaki duvar az pozlanmış olacaktı ve karanlık çıkacaktı. Aşağı yukarı aşağıdaki gibi bir sonuç elde edecektik.
Hiç yorum yok: